Bundan 8 sene önceyi düşündüm bir an…Her dakikası aklıma ince ince kazınmış, üzerinden koskoca yıllar geçmesine rağmen hafızamda dün gibi asılı duran o gündeyim şimdi. Biliyorum sende çok iyi hatırlıyorsun ayrıntıları. Sen ve ben: bizden başka bilen yok ki…
12 Şubat 2002…İnternette tanışıp, 10 ay yüz yüze görüşme fırsatını bir türlü bulamayan “biz” artık buluşacaktık o gün. İzmir’e gelmeye karar verdiğimden beri heyecandan sürekli midesi bulanan ben, buluşma günü bütün “heyecan hallerini” had safhada yaşamaktaydım.:) Kolay kolay ellerim terlemezdi ama ter içindeydiler. Şubat soğuğu değil, Ağustos sıcağıydı sanki.
Yer: Bornova Metrosu… Saat: 14.00…
Sen ne hallerde geldin hiç anlatmadın bana ama benim gibiydin sende muhtemelen. Heyecanlı ve meraktaydın.
Sonunda geldin… Sarıldık… Sıkı sıkı…
Yıllardır tanışan iki insandık sanki. Kısa yolculuğumun ardından o şahane manzaralı cafede saatlerce sohbete daldık sonra. Heyecanım biraz yatışmıştı. Kahve içtik. Ağzından çıkan her kelimeyi masal dinler gibi dinledim. Yüzüme bakarak söylediğin şarkılarını da ninniymiş gibi. Daha çocuksuydu yüzün, şakaklarına aklar düşmemişti henüz. Saçlar geriye taranmış, jöleli, Üzerinde krem rengi bir hırka ve kot pantolon. Etkileyici ses tonunsa telefonda duyduğum ilk günkünden daha etkileyici… Yüzünde kocaman bir gülümseme. Gözlerimin içine içine aşkla bakan bir çift açık kahverengi göz…
Beraber geçirdiğimiz kısacık ama dopdolu günlerin sonunda, ağlaya ağlaya ve çoook âşık ayrıldık. Hiç istemeden…
Sonraki aylarda hep buluştuk. Geldin, geldim. Gittin, gittim… Uzun süre uğurladık birbirimizi mevsim ne olursa olsun soğuk, puslu ve hiç sevemediğim garajlardan. Geleceğini rüyalarımda gördüğüm yunus sürülerinden anlıyordum hep. Yüzüyordum onlarla, sevip, okşuyordum. Bir kaç gün sonra çatkapı geliyordun sen. Ya da geliyorum dediğin akşamdan itibaren, sen gelene kadar onlar arkadaşlık ediyordu bana rüyalarımda. Yunusumdun sen benim:). (Taaa oğlumuz doğana kadar gördüm o rüyaları. O ikimizin YUNUS'u olacakmış meğer. Şimdi insanların; Ege'nin çıkardığı sesleri yunus sesine benzetmeleri de bu yüzden galiba.:))...
Yan yana değilken de varlıklarımız mutlu etti bizi. Mesajlarımızla dokunduk ruhlarımıza, ses tonlarımızdan anladık nasıl bir gün geçirdiğimizi. Telefonlar kulaklarımıza yapıştı, maaşlar kontörlere akıtıldı.:)Bazen telefon başında sabahladık, bazende saatlerde chat yaptık. Sevindiğimiz zaman ilk birbirimizle paylaştık. kötü günde dert ortaklığı da yaptık. Konuştukça konuşasımız, sevdikçe sevesimiz geldi...
Ankara’ya geldiğin bir gün bir anda nişanlanıverdik sonra. 1 günde. : ) 18 Ekim 2003. Devamı geldi çok şükür. Her anımda yanımdaydın. Olamasa da varlığın…
O kadar emekten, sevgiden ve özlemden sonra hiç ayrılmadan beraber yaşayabilmek bizim de hakkımızdı elbet dimi? Karar verdikten sonra 1 ay içinde de evlendik. Şimdiye kadar yapılan en romantik, en değişik evlenme teklifiydi diyemiycem:) ama seninle gerek de yoktu zaten. Çünkü her an beklendiğimi, özlendiğimi, sevildiğimi hissettirmiştin bana. Söze gerek yoktu aramızda.
8 Ocak 2005…Sen damat, ben gelin…”YEMİN TÖRENİMİZ”
Tamda 5 yıl sonra, İzmir’deyim... Sende benden 1,5 saat uzakta. El ele, sarmaş dolaş gezindiğimiz bu yollarda oğlumuzla dolaşıyorum bugün. İşte en büyük değişiklik bu hayatımızda. Oğlumuzun varlığı.
Sanırım değişmeyen tek şeyde Sevgimiz.
Zaman zaman sorunların, sorumlulukların içinde boğulsak da, içinden çıkılmaz sandığımız hallere bürünsek de hep sevdik, sevildik. Geçen zamanda sevgimizi büyüttüğümüzde oldu, sakladığımızda. En sevmediğimizi sandığımız anda bile sevgiliydik. Senin adına da yazıyorum çünkü biliyorum. Eminim. Senden duymayınca aksini söylesem de eminim:)
Ne diyebilirim ki, iyi ki gelmişim seni görmeye, iyi ki ellerimden tutmuşsun hemen oracıkta… İyi ki benden hiç vazgeçmemişsin. Bütün cadılıklarıma rağmen :)
Biz şimdi yola çıktık, sana geliyoruz canımın içi. “YEMİN TÖRENİ” nasıl olurmuş görmeye, 1 ay sonra 2 gün bile olsa görüşebilmenin mutluluğuna ermeye.
Böyle bir günde yapılan yemin töreni de Allahın bize hediyesi galiba. Ne biliyim işte. :)
Benim hassas ama dengeli, üzülen ama göstermeyen, kalbi bana karşı hiç kırılmayan, çabuk unutan, doğru, dürüst, EFE’m. Evliliğimizin 5. beraberliğimizin 8. yılı, hı bide yemin törenin kutlu olsun. : )
Geçirdiğimiz güzel günlerimize yenilerini, unutulmazlarını eklemek, birbirimizi, ailemizi hep beraber sevebilmek dileğiyle.
Seni Seviyorum…
Ela’n…
8 Ocak 2010 Cuma
YOLA ÇIKTIK SANA GELİYORUZ
Gönderen sufi zaman: 09:00
Etiketler: ELA'dan mektup
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
20 yorum:
öyle içten, sımsıcak ve sevg doluydu ki, gözlerimin nemlenmesine engel olamadım... yolunuz açık olsun, gururunuz büyük, sevginiz daim...
Mululuğunuz daim olsun..
sevginiz daim olsun..Mutlulklar Ela...
Yavrunuzla, sevdiklerinizle hep mutlu olun. Ayrılıklarınız geçici olsun, sayılı gün çabuk geçsin...
Tüm özel ve güzel günleriniz kutlu olsun.
Sevgilerimle...
Sevginiz muhabbetiniz daim olsun. Mutlulukla gururla gidin gelin.
Sevgiler tüm aileye
harikasınız siz ya. hep böyle güzel, sevgi dolu kalın dilerim...ve de tebrik ederim :)))
mutluluğunuz sonsuza kadar sürsün ,sevgi ve ışıkla kalın..
Yazıyı okurken gözüme düşen ilk cümlemi yazıyorum ve hiç uzatmıyorum.
bu aşkın önünde saygıyla eğiliyorum...
Örneksınız
Mutlulugunuz daım olsun..
sevgıler gonderıyorum..
Ben de tümmm iyi temennilerimi gönderiyorum.Allah sevginizi daim kılsın.Ailenizden huzur,sevgi,bereket eksik olmasın.Efe'ye Allah uzun ve sıhhatli ömürler nasip eylesin.Sağsalim eşinize kavuşmanız dileğiyle.hayırlı teskereler dilerim.
Ask bahcenizde sen gül, Efe bülbül, askinizdan dogan tomurcukla birlikte ask bahceniz büyüsün, büyüdükce askiniz, sevginiz cogalsin. Sevginiz, mutlulugunuz daim olsun Elam:)
Efe´ye ve sizlere kucak dolusu sevgiler, selamlar gönderiyorum:))
Öpüyorum hepinizi:)
çok güzel.. allah kavuştursun..diyecek bir şey bulamıyorum.. mutlu aşk yoktur diyenlere ibret olsun
fasulye
Allah kavuştursunn mutluluğunuzda daim olsunn ...
Gözyaşlarımı sildim önce, sonra bir-iki kelime yazmadan gitmek istemedim..hep mutlu olmanızı dilerim:)
Gözyaşlarımı sildim önce, sonra bir-iki kelime yazmadan gitmek istemedim..hep mutlu olmanızı dilerim:)
Boğazımda kocaman bir yumru..inşş
tez zamanda ebediyen kavuşun.
Sevgilerrr
:') bu hikaeye bana çok tanıdık geldi... umarım diğer hikeye de sizin ki gibi mutlu sürer gider...:)
biliyorum ki sürecek..;)
nice mutlu seneler üçünüzün olsun..:)
sevgiler...
:') Bu hikaye banada tanıdık geldi..:):) İnşallah bizimde sevgimiz herdaim sürer, 'Yemin törenime' gelirken sevdiğim sizin gibi sever adım gelir..;)
Nice mutlu senelere..
Saygılar..:)
Çok etkileyici bir yazı ya.Sevgiyi unutan bizlere ne çok şey hatırlartan bir yazı çok teşekürler çok .
Sevgili Dostlar;
Benimle beraber gözleri yaşaran, ağlayan, dualarını dularımıza ekleyen, iyi dileklerimize iyilikler katan sizlere ne diyebilirim ki iyi ki varsınızdan başka.
Sevgi paylaştıkça çoğalır derler ya o kadar doğru ki. Sayenizde... Sağalun, varolun.
Askerimizi gittik, aldık Allahın İzniyle...
Önce yemin törenini, sonra birlikteliğimizi ve evlilik yıldönümümüzü kutladık neşeyle.
Şimdiyse yaklaşan ayrılğın hüznü çöktü yüreklerimize.
Geçirdiğimiz 3 güzel güne şükretmek, özlemle geçen bir ayımızla vedalaşıp geriye kalan dört aya da "su gibi geç" demekten başka ne yapabiliriz.
Ey saatler, günler, haftalar, aylar; sağlıkla geçin, çabuk çabuk geçin, hayırlısıyla bize sevgilimizi gönderin...
Hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Hem kendi adıma hem de bütün ailem adına.
Allah sevdiklerimizden ayırmasın hiç birimizi...
Kucak dolusu sevgiler.
EgEfEla...
Yorum Gönder