Kuran: 4/112 Ayette, “kim bir hata veya günah işler de, sonra onu bir suçsuzun üzerine atarsa muhakkak iftira etmiş ve apaçık bir günah yüklenmiş olur.” Der. İftira; uydurulan, düzülen yalan “yazdın yine” gibi ifadelere dönüşmüştür günümüzde. Kara çalmak, çamur atmak, suç isnat etmek gibi deyimlerle de dilimize gelip yerleşmiştir. Karanlık gönüllerin katran karasından tütüp yayılan pis kokulu kara bir dumandır iftira ve yalan. Sâri hastalık gibi gönülden gönüle sirayet edip inanmış ve inanmamış saf ve saf olmayanları da efsununa alıp sarıverir kara örtüsüyle.
Bir gün Nasrettin hoca ve eşeği;
eşek önde hoca arkada köyden şehre pazara gidiyormuş. O ara hoca hacetini görmek için uçkurunu çözmüş etrafına şöyle bir bakıp bir ağaç dibine küçük idrarını bırakmış. Onu uzaktan gören bir köylü yememiş içmemiş köyün kahvesine ulaşıp “duyduk duymadık demeyin ahali hoca eşeği bacı yerine koydu becerdi!” demiş. Gün gelip hocanın da kulağına gelmiş bu sözün dumanı. Hoca bu, düşünmüş taşınmış “yapmadım ama benziyor!” demiş.
Kolay bir şey; biri hakkında isnatta bulunup, çamur atmak sonra da suçlanıp yargılanmasına sebep olmak… Yüreğini acımasız parmaklarımızla göğüs kafesinden çıkarıp o kişiyi suretsiz bırakmak...Zor bir şey; geçerli bir şahit bulup kişinin kendisini savunup kanını, çamurunu arıtmak. Damga vurulmuştur bir kez etine… Salhaneye giden koç gibi debelense de, boynu kalır satırın altında çaresiz. Ya bir silah dayar alnına, ya da bir urgan atar ağacın sağlam bir dalına, evinin sağlam bir kirişine… Düğümü geçirir boynundan o kişi. Sonlandırır bu acımasız dünyadaki yaşamını çıktığı sehpaya bir ayak vuruşuyla. Ne çok intiharlar duyduk bu son dönemlerde, ne çok içimiz yandı. Yine uslanmayıp ölenin ardından düzdük bir yığın yalan ve düzmece iftiraları. Tutanaklar tutup belgelerini günlüklerini hatta resim ve dostlarını didikleyip ardında karalayacağımız başka ipuçları aradık. Biz buyuz işte dostlarım… Kendi hata ve günah dolu karanlık gönlümüze bakmayız da; öküzün altında ararız buzağıları.
Resim:images.com'dan alıntı.
4 Mart 2010 Perşembe
KARANLIK GÖNÜLLERİN KATRAN KARASI
Gönderen sufi zaman: 10:15
Etiketler: DİLEK'ten mektuplar...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
25 yorum:
TAM DA İLK TAŞI EN GÜNAHSIZ OLANININZ ATSIN DİYEN BİR YAZI EKLEDİĞİM GÜN..
TEVAFUK MU?
iftiray attıktan sonra iş bitmiştir.
savunmaya geçnek zorunda kalmak bile başlı başına iğrenççç.
edenlerin yanına kalmasın, kalamasın !!!!
uunutmadan; bize birbirimizin ayıplarını örtmemiz emredilmişti değil mi?
Hz. Mevlanaya bir gün kötü bir iftira atmışlar.Herkes ayıpamış Mevlanayı.Koskoca Mevlana şu yaptığına bakın ya demişler.Ama Mevlana kendini hiç savuunmamış.Gel zaman git zaman aslında .mevlanaya iftira attıkalrı ortaya çıkmış.Daha önceden Mevlanayı ayıplayan yuhlayanalar bu sefer tabi ya bu koca Mevlana olurmu öle şey demişler ve hep beraber yanına gelip sormuşlar:Ya MEvlana o addamalrın sana iftira attıkalrı ortaya çıktı hiç bir şey yapmıyacakmısın..?Hayır demiş mevlana hayır onları kendi karanlıkları ile başbaşa bırkacağım.Tüm dünyanın karanlıkları bile bir arya gelse bir mum ışığının aydınlığını söndüremez.Bir ufacık mum bile tüm karanlıkalrın bağrında aydınlık bir yaratır.Gğncel bir çok örnek verilebilir bu konuda en çok şerefli deniz yalbay Ali Tatarın intiharı ve ailesinin akrısının kızının çaresizliği üzdü beni sonrada iddia edilen imzaların sahte imza ve ona ait olmadığı ortay çıktı.Tıpkı Erzincan başsavcısını ihbar ettiği iddia edilen ve imar yasasına muhalif şadırvan yaptığına dair ihbar mektubunun sahibi olduğu iddia edilen imar memuru bıu imzada mektupda bana ait değildir demesi gibi.Hasılı uzun bır yorum yazmak ıstıyorum bu konuya ama once içimdeki acıyı dinlemeliyim demlemeyim.Candan selamalr
Hep merak ederim. Karalayanlar acaba:
-karşısındakilerin gerçekten suçlu olduklarına inandıkları
-sadece nefret ve kinle o kişiyi karalayıp üzmek
-görmek istediklerini gördükleri
-o kişilerin sırtından bir yere gelmek için mi yaparlar bunu.
Acaba en kötüsü hangisi diye düşünsem de...en kötüsü karalayanın, yargılayanın durumu bence.
Allah böyleleri ile karşılaştırmasın
Canımın içi Tontinim;
Kur'ân ayetiyle başlamışsın söze..
Ama, ne yazık ki, Kur'ân kendisi demiyor mu, "görmüyor musunuz?", "duymuyor musunuz?" diye? "Apaçık belirttik, gösterdik ki anlayasınız" diye söylemiyor mu?
Anlamayan beyinlilere ve göremeyen gözlülere ne göstersen, ne söylesen farketmeyecektir. Buna Kur'ân-ı Kerim de dahil.. Böylesi insanlar(!) sadece kendi doğruları ve inandıkları dışında bir şey görmez, duymaz ve anlamazlar.. Bunlar, yüzleri, gözleri, kulakları ve beyinleri olmayan mahlûklardır.. İftira, bunların yaptıkları kötülüklerden sadce birisidir. Daha nice kötülükler barındırı bunlar, o iğrenç bedenlerinde kim bilir..
Kur'ân-ı Kerim'e dayanarak hüküm vermek kimsenin haddi olmasa da, değil birisine yapmadığından dolayı iftira edip, kara çalmak; kişinin bir kötülük yaptığını görüp, duysan bile, o kötülüğü başkalarına duyurmayın der, yüce Allah kutsal kitaplarda.. O kötülüğün üzerini örtün, der.. Duyulmasın, bilinmesin, kötülük ortaya çıkıp, yayılıp çoğalmasın, diye..
Çoğalan bu intiharlardan elbette içimiz acıyor ama, acaba o intihar edenler nasıl bir acı içinde kıydılar kendi canlarına, işlediler o günahı?.. Bunu, bizlerin bilmesinin imkanı var mı acaba?.. O hissettiği ızdırabı, o yürek acısını biz nereden bilebiliriz ki.. Allah, hiç kimseye yaşatmasın öylesine bir acıyı..
Öküzün altında buzağı aramak, benim anlayışıma göre, sadece henüz hiç bir şeyden habersiz, küçük çocukların, bebelerin yapacağı bir şey olmalı.. Ya da, hayvan türleriyle hayatında hiç tanışmamamış insancıkların..
Eline, diline, yüreğine sağlık canım Tontinim.. Çok çok teşekkürler bu güzel, ders alınacak hikaye ve sözler için..
Sevgilerimi bırakıyorum kucak dolusu, dileyen istediğince alsın diye..
annem rahmetlik derdiki gıybet yapma (dedikodu)bir şeyi gördüğünde gözünü 3 kez oğuştur gördüğün seni yanıltabilir bir dostun seninle bir şey paylaştığında orda kalsın ketum ol en önemliside vicdanlı ol derdi iftira en büyük kötülüktür ve insanlık ayıbıdır biz bu nasihatlerle büyüdük sevgili sufi bu tip iftiracı haset insanları da bir ana doğurmuş ve büyütmüştür .onun için diyorumki çocuklarımızı büyütürken önce insan olmayı öğreteleim sevgi ve dostlukla...
İftira eden kişi eğer söylediğini ispatlayamazsa 80 değnek vuruyoruz.Şahitliğini de kabul etmiyoruz.
çok doğru, herkesin bir hikayesi var her davranışın bir sebebi... Oysa biz kırıldık mı neler yüklüyoruz insanların omuzlarına. Çok güzel bir paylaşım çok teşekkürler dileğim.
Dost Sufi,
Aklıma nereden geldiyse,"katran karası geceler" geldi.Böyle bir şarkı var mıydı?
Sevgilerimle
Genç sevdiğim dost Arzu kardeş
Allah kimseye böyle bir acı yaşatmasın demişsin ya!
O zaman sorarlar:
"Günah bunun neresinde!"
Sevgiyle
hep diyorum yine söylicem ..
Bu dünya bakmakla görmek arasında ki sırda gizli .. ve insan oğlu yargılamaktan vazgeçmez çünkü daha kolaydır zor olan kendine ayna tutmaktır buda hiç olmaz ...
çok kısa bir süre önce başımdan geçen biir olayı hatırlattı ve gerçekten içim acıdı...
Sevgili Üryan;
Ayrı değiliz ki birbirimizden!Bugün bir çok blog dostunun aynı tarz yazısını okudum.
Bizlere"Gördüğünü ört duyduğunu söyleme" öğretildi, onlara verilen bilgi tam tersi olsa gerek.
Sevgili Nalan;
Yapılan kötülük kimsenin yanına kalmaz dostum.Mutlaka ödetirler bir gün.sevgilerimle.
Sevgili nanopolitika;
Bugüne kadar bir çok intihara şahit olduk.Nefeslerimizi tutup onların ruh halini anlamaya çalıştık.Kimi rahatsızlandı ani ölüm haberlerini aldık, onların acısı geçmeden bir diğerlerinin haberi geldi ardından.Acı eşiğimiz yükseldi mi bilmiyorum çok sabırlı ve tevekkül bir millet olduk vesselam.Sustuk çok şükür yüzüne tüküren adama "dünkü ben, ben değilim ki" diyen Buddhanın hali gibi bir hale ulaştık galiba,sevgilerimle.
sevgili Tontini bu gun yazın hep kafmı meşgul ettı ve kafamdakileri yazmayı gerekli gördüm:Adam almış silahı dayamış beynine sıkmış.Ölen kim o değil biz insanlığımız ve ortak olanalr bu cinayete o canlıya yeni bir hayat verinceya kadar hep kalplerşinde taşırlar katilliği.Ancak kalpleri dayanamaz bu acıyı taşımaya arkasını dönenlerAncak dönülecek bir arka taraf olmadığı içinkapatırlar kap gözlerini.Kalp gözü kapalı olanalr ise köpekler gibidir sdece yemek ve uyumak şeklinde yaşarlr.Hiç arkadaşını besleyen bir köpek gördünmü?Kuran bunlar için hatta hayvanlardan daha aşagıdırlar der der ama yine kuran yazıkalr olsun o para biriktirip sayanlara mealinde konuşur hele hele bu paranın kaynağı sabahleyın hayatımda hıc gormedım dedikleri ogleyleyın bır defa görmüş olabilir dediği aksamada evet bir kaç defa görüştük liman satışı için dediği bir yahudi kökenli işadamından alırsa alsında yahudi olmasıda önemli dğil ama allah için savaşan gençlik yıllarında militan islamc yaşlılık yıllarında militan amerşikancı olan iki yuzlu u politikacıalr eger sabah gülçiçeklerdiyse akşama çürüdüler kokuitular psi pis kokmaya başladıalr daha kötüsü ağızlarıda kokmaya bşladı.Sevgili tontini bu pis kokulu ağızlar iğrenç adamalar artık cinayet işliyorlar.türkiyede resmi rakamalra göre %14 gayri remi rakamalra %47 yani her çalışabilecek 18-55 yaş arsındakı insanaldan birinin işşiz olmasının sebebi bunalr.Aç bıraktıalr insanalrı.Şimdi ülkenin temeli ile oynuyoırlar çünkü kaçıp gidecekler anladılarkı oldurmekle de bitmiyor bu adamalr.O zaman en yapacaklar onlar için hani şu köpeklerden de aşağı olanlar için terk kurtuluş vr oda bu ülkeyı batırmak ama yapamıyacakalr.Geçemiyecekeler.Çok basit Bu generallerin tamamının suçu nedir biliyor musunuz? bir politikacının dediği gibi "Bu generaller, Irak tezkeresi oylamasından bir gün önce yapılan MGK’da, ‘hayır’ çıkmasını sağlayanlardır. O tarihte ’hayır’ oyu veren hiçbir milletvekili de 2007’de seçilemedi".işin özü bu ama bu arada başka birinin dediği "gibi yüce divan sarmış dört bir yanımı, baktığım her yerde yargıçlar duruyor, ben askeri düşünmek istemesem de bana her şey darbeyi hatırlatıyor.... beraber yürüdük Amerika yolunda, beraber ıslandık Arınç’ ın göz yaşlarında, şimdi dinlediğim tüm telefonlar bana yolun sonunu hatırlatıyor"
hasılı asılacaklar boynuna masum insanalrın günahını bir utanç abidesi gibi asanalr.Masum yarbay ali Tatarın zayıf güçsüzkızcagızının günahını alanalr ağlattıkalrı karısının ahını alanlar inleye inleye can verecekelr bu onalr için kurtuluş olacak ama ya çabuk can vermelerse işte ozman en bğüyük ıstırap onalrın oların olack ve olacak kısa çöp uzun çöpten hakkını alacak bu dünya kalmayacak haramiler
Sevgili
Guguk kuşum;
Arzu kızım;
Bilge dost;
Kötülüğün en büyüğü bence MAŞA olmak .Allah "akıl fikir verdim size" diyor."ne az düşünürsünüz" diyor ayetlerinde. "hardal tanesi iyilik ve kötülüğün karşılığının ödeneceğini"yazıyor kutsal kitapların hepsinde.Ya biz müslümanız onlar değil, ya cihat yaptığını sanan onlar müslüman biz değiliz canlarım.İnsan en yüce varlık Allahın halifesiyken; tüm varlıkta hakkın varlığının olduğu bilincine ulaşanların, insanı incitmenin bile ne denli insanlıktan uzaklığın ifadesi olduğunu bilmesi gerekirdi diye düşünüyorum.Düşünsenize eğer yeniden bedenlenme varsa ve bu tür yaşayanlar bir dahaki bedenlenişlerinde fare, maymun, domuz olarak bu dünyaya gelip de o suretler içinde insan oldukları günlerin hasretini çekerlerse ne olur?Yaşayıp göreceğiz. sevgilerimle.
Sevgili Hacivat;
Bugün sen beni güldürdün can hacivat.Allah da seni güldürsün e mi?
Sevgili Galadriel;
Yeryüzü, toprak ana bile birikmiş enerjilerini depremlerle ve yanardağ patlamalarıyla dışarıya veriyor.İnsanlar ne yapmasın? sevgilerimle.
Sevgili Jivago;Ben de internetten araştırdım bulunca hatırladım,Nilüfer söylüyordu:
"Geceler, katran karası geceler
Ellerim tütün kokar gecelerde
Geceler, olmaz olası geceler
Açılır yelkenleri yalnızlığın
Vurur dalga sesleri yüreğimde"yeniden bu şarkı söylense iyi olacak, sevgilerimle.
Sevgili ateş böceğim;
Her yargıladığımız BİZiz aslında.Her ne görüyorsak çevremizde bizden yansıyan.Kuantumcular böyle diyor, ben de inanmaya çalışıyorum da, bu tür düşünen insanları aynama baktığımda bir türlü göremiyorum.Bunu başarırsak susacağız eminim.sevgilerimle.
Sevgili nanopolitika;
Nasıl bir hafıza bu? Kin dolu bir gönül değildir sendeki onu da biliyorum.Mazlumu zalimin elinden kurtarmak gibi görev üstlendiğine inanmak istiyorum.Kısa çöp uzun çöpten hakkını alırken, kısanın boyu uzun olup diğerinin kısalacak ve allahın adalet terazisi her zaman dengede duracak emin ol.Teşekkürler ve sevgilerimle.
Öğüt veren, yanlışları dile getiren ve bizi bize anlatan yazılarınız için kaleminize ve yüreğinize sağlık ve mutluluklar dilerim. Daim olsunlar ve hiç susmasınlar.
Allah'a emanet olun ve sağlıcakla kalın. Hayırlı cumalar dilerim.
Ziyaret ve yorumunuz için çok teşekkür ederim.
Kefil olsam iyiydi, ben borçları meçhul bir limited şirketin ana hissesini teslim aldım.
Sevgili Recep Altun;
Öğüt vermek değil haşa amacımız.
Amacımız kendi binamızı mamur etmektir.Onda da ustasız duvar öremeyen ameleleriz biz.
Aldığınız hisseleriniz hayra dönsün dilerim sevgilerimle.
Sevgili JİVAGO;
Önce şu hitap şeklin için ne kadar mutlu olduğumu söylemeliyim.. Bunun için çok teşekkürler, genç dostum JİVAGO.. :)
Kimseye böyle acı yaşatmasın, derken sanırım eksik bir ifade de kullanmış olabilirim..
Kimseye, başkaları tarafından iftira atılarak, böyle bir acı yaşatmasın, demem gerekirdi..
Günah, konusunda ise, evet sen haklı olabilirsin elbette.. Tanrının; kendi canınız dahil, hiç bir cana kıymayınız, emri çerçevesinde kullanmış olduğum bir cümle idi.. Ancak, böylesine bir duruma sokulan ve şok halinde ne yaptığını bile bilmeyecek duruma sokulan bir kişi kendi canına kıysa bile, günah olup olmadığına biz insanlar karar veremeyiz..
en doğru kararı verecek olan, bizleri yaratan olacaktır..
Tekrar teşekkürlerimle, sevgiler sunarım..
ülke bazında muhalefet yoktur,küresel muhalefet vardır. yapılan her şey bilinçli programlardır.küresel bir işgal ve yapılanma vardır bu gün geldiği konum çok ileri bir safhadır.çok yakın bir tarihte de bu gün kullandıkları insanları harcayacaklardır.olayları sadece seyrediyoruz ufak tefek
serzenişlerle.ordu bertaraf ediliyor kanunlar emperyalizmin çıkarları doğrultusunda düzenleniyor.muhalefet insanlara sesinizi çikarmayın allah belalarını verir diyor.ordunun komutanı sarı öküzü verince kurtulurum diyor.vatandaş ise tayyıp çok yakışıklı ne yapsa yeridir diyor.filmin sonunu hiç kimse görmüyor.haa pekte önemli değil filmin sonunu zaten göremeyeceğiz.
ülke bazında muhalefet yoktur,küresel muhalefet vardır. yapılan her şey bilinçli programlardır.küresel bir işgal ve yapılanma vardır bu gün geldiği konum çok ileri bir safhadır.çok yakın bir tarihte de bu gün kullandıkları insanları harcayacaklardır.olayları sadece seyrediyoruz ufak tefek
serzenişlerle.ordu bertaraf ediliyor kanunlar emperyalizmin çıkarları doğrultusunda düzenleniyor.muhalefet insanlara sesinizi çikarmayın allah belalarını verir diyor.ordunun komutanı sarı öküzü verince kurtulurum diyor.vatandaş ise tayyıp çok yakışıklı ne yapsa yeridir diyor.filmin sonunu hiç kimse görmüyor.haa pekte önemli değil filmin sonunu zaten göremeyeceğiz.
Sevgili Hüseyin Usta;
Önce ziyaretin için teşekkür ederim, iade-i ziyaretimi hemen yaptım ve uzun hikayeni güncel gelişmeleri okur gibi okudum. Küresel muhalefet vardır derken çok doğru diyorsun. Biz yayı görüyoruz oku görüyoruz atan kolu görmek için yelpazelerimizi gelişletip bakmak gerek Dünyaya. sevgilerimle.
Yorum Gönder