SUFİ SAJA

Ben bu sözü kabul etmiyorum.. Kuranın hangi sayfasında neresinde yazar bu Sufi?? Kendisini zaten ölmeden ölmüş kabul eden bir insan olarak derim ki, bu kabul edişim, yeniden dirilmek sevdasından değil, hem buna inanmadığım için hem de o yüce gücün insana uyguladığı hak etmediği ceza nedeniyledir.
"İNANÇ" gerçekleri kabul etmemektir çünki.
Sevgilerimle..

paylaşım için teşekkürler.ben çok beğendim.herkes denilmek istenileni doğru anlarsa yazılan kelimelerin tadına varılır.sevgiler.

Sevgili Gülsen, can dostum;
Hadislere ne kadar itibar etmesek de Ali İmran Suresi 169.ayetle paralelliği doğrultusunda "ölmeden önce ölünüz" hadisini hayatımıza geçirmeye, tasavvuf yolcuları olmaya çalışanlardanız.İnsan olma çalışmaları bundan önceki postta da yazdığım gibi şek-şüphe, yargı ve beklenti, inkar ve korku, tercihlerimizden ve nefsin kin kibir hased fesat dedikodu öfke gibi yaptırımlarından kendimizi arındırıp ben-liğimizde ölüp tek olan Allah'ta dirilmemizle mümkün.İşte onu başarabilenlerden olabilenler zehiri bal, dertlerdeki dermanı bulanlar cenneti bu dünyada yaşayanlar olabilmişlerdir.169.Ayet: "Allah yolunda ölenleri ölüler sanma sakın.Hayır! Onlar diridirler.Rableri katında rızıklandırılıyorlar." Heryerde ve her yaratılmışta hakkın varlığının kabul ve tasdik edilmesi, (şeri-at, tarik-at, maarif-et ve hak-kıkat) 4 kapının 40 caddesinden de geçebilip hakka kavuşabilmek yani benlikten soyunabilmekle mümkün.Yoksa o yüce güç asla Bakara Suresi 286: "kuluna kaldıramayacağı yük ve acı yüklemez."diyor.
"Ah gönül vah gönül diyoruz da dillerle,
Sırrına eren erdi, cahiliz biz o demlerde" diye de ölü yıkayıcının elindeki mevta gibi olamadığımı da itiraf ediyorum zaten dizelerimle naçizane."Ölünüz diyor Kuran" sözümü "ölünüz diyor hadis-i şerif" diye değiştiriyorum.Uyarın için teşekkürler can dostum ve kucak dolusu sevgilerimle.

Sevgili Uğurböceği'm;
Kuran ve din bizlere öyle yalnış anlatılmış ki CİHAT denince savaş ve adam öldürmeyi anlamışız.Oysa Allah var ve ondan başka birşey yokken bu alemde; bizler aslına rücu etmeyi bekleyen, ondan yansıyan gölgeleriz sadece.Sevgilerimle.

bakıyorum da etrafıma yalnış öğrenilen bilgilerini canları gibi koruyon insanlar var.sadece kafalarının içine bir ara dikte edilmiş kendince doğruları için savaşıyorlar.benden başkası doğrumu acaba sorusuna kalpleri kapalı.en kötüsüde bu bence.yalnışları doğrularla değiştirmek erdem oldu artık.saygılar.

Biliyor musun ablam, Ne zaman beni üzen bir şey olsa, hep sağlıkla sınandığımı gördüm. Gerek kendim, gere ise ailemde ki fertlerin bir takım sağlık problemleri oldu ve ben o telaşede asıl üzüldüğün konuyu boşladım. Bu nedenle "Eyvallah" diyebiliyorum. Her şeyde hayır var, ölümde bile...

Çok derin ve çok güzel. Anlaşılması zor, anlaşıldığında ise hayata geçirilmesi bir o kadar zor...

Sevgili uğur böceği;
Kuran, Mümin suresi 58. ayette:"Körle gören, iman edip barışa yönelik işler yapanlarla kötülük üretenler bir olmaz.Ne kadar az düşünüyorsunuz!" diyor.Ah bir düşünsek; en doğru cevabı da içimizden alacağız eminim.Kuran:"gerçekleri gizleyenlerin karınlarına ateş dolacak" da diyor.Sevgilerimle.
Sevgili Efsa;
"Ne zaman beni üzen bir şey olsa,"demişsin. Kendi kendimizi üzen vesvese ve şüphelerimizle hayatı kendimize cehennem eden biziz. "Vardır bir hikmeti" desek her başa gelen olay için, inan ki gün gelip o olayın hayır olduğunun farkına varırız Efsa'm...Sevgilerimle.
Sevgili Elif gizem;Bilim bile diyor ki "ufacık bir endişeniz veya olumsuz düşünceniz hipotalomusun kilidini kapatıyor. tüm vücudunuzun dengesi hormon akışı değişiyor ve hastalıklar başgösteriyor."diye.Bunlar bizleri hep pozitif gücün yaptırımına yöneltir ve dert ve hastalıklara maruz kalmayız bundan böyle inşaallah.Sevgilerimle.