KARPUZ AĞAÇTA MI YETİŞİR? - SUFİ SAJA

.

"Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur."Kemal ATATÜRK .

13 Ağustos 2009 Perşembe

KARPUZ AĞAÇTA MI YETİŞİR?


“Hayalle, düşünce arasında ne fark var?” diye soruyordu ÇOCUK.
“Ya rüyayla yaşam arasında?”
”Ya da deniz neden ıslak da, toprak neden kuru?”
“Neden depremler oluyor?”
“Bu Dünya daha yokken Allah nerdeydi?”
gibi ardı arkası gelmeyen sorulaaar ve sorular.
Yaşı daha 4,5 bu yakışıklının, adı:EREN.
1,5 yaşındayken gölgelerin neden uzayıp kısaldığını araştıran, sokak lambasının altına gidip yarım yarım konuşmalarıyla,
“-Gel bak, gel bak gölgem gittiii !“diyen bir çocuk, bu çocuk. Bütün bu sorularının nedenini “çok zeki olduğuna” bağlamak yerine; duyarlı ve ince ruhlu bir çocuk olduğuyla ilintilemek daha isabetli bir karar gibi geliyor bana. DUYARLI: çünkü

henüz hayatın gerçekleriyle karşılaşmadı. Kimse yanında yüksek sesle tartışmadı. Haberleri dinleyip insanların insanları öldürdüğüne şahit olmadı. Sorduğu her sorunun yanıtını öyle ya da böyle aldı. Zaman zaman sorusuna soruyla karşılık verilse de; örneğin “Bu Dünya yokken Allah nerdeydi?” sorusuna “-Sen bu Dünyada yokken nerdeydin?” gibi bir soruyla karşılık verildiğinde,
“-Bu çok zor bir soru, bunu şimdi nasıl cevaplayayım?”diye yanıt aldıysanız, onun sorusunu cevaplamak için zaman kazanmışsınız demek oluyor. Bir anlık dalgınlıkla siz TVde kanaldan kanala gezerken bu küçük adam: Afrika’daki açların görüntüsüne takılıp, iki gözü yaşlarla dolu sesi titreyerek,
“-Hayır, ama Ben onların aç kalmalarını istemiyorum Tontini” diyorsa,
“-O zaman sen yemeğini her gün bir kaşık fazla ye ve düşüncende o açlara yolla” dediğinizde bunu görev ediniyorsa, HASSAS bir çocukla karşı karşıyasınız demektir. Öksüren bir yaşlı amcaya,
“-Neden sen sigara içiyorsun, bak öksürüyorsun, sigara sana zarar veriyor “sözüne, Yaşlı amca, “Ben köylülere yardım olsun diye içiyorum” cevabını verince ikna olup babasına, “Amcam tütün yetiştiren köylülere yardım olsun diye sigara içiyormuş” gibi bir açıklama getiriyorsa bu çocuk SOSYAL bir çocuk demektir. Tabi sadece o sormuyor soruları zaman zaman bizim de ona sorularımız oluyor. Çoğuna doğru cevap verse de kendi diliyle,
” -Karpuz ağaçta mı toprakta mı yetişir ?“sorumuza,
“-AĞAÇta “diye aceleyle verdiği cevabına bütün aile hala gülebiliyoruz.
“-Karpuz eğer elma gibi ağaçta yetişseydi karpuz ağacı altında kimse piknik yapamazdı, dalından düştü mü kafamızı gözümüzü yarardı” cevabımıza hala kendi bile kahkahalarla gülebilen bir çocuk bu.

Ve bizler ondan çok şey öğreniyoruz.

Peki, sevgili blog dostlarım bu bilge öğretmenlerimizin, “Bu Dünya yokken Allah nerdeydi?” ve bunun gibi sorularına siz olsaydınız nasıl cevap verirdiniz?


Sevgilerimle
Resim;www.pbase.com'dan alıntı.

22 yorum:

Primarima dedi ki...

Ben sanırım öylece donakalırdım Rimanında bazen öyle soruları oluyorki sufi şaşıp kalıyorum:(
zaman kazanmakda yetmiyor bazen...

Bu arada bir mail attım sana umarım okursun.
Sevgiler...

Uma dedi ki...

Sosyal cocuk, hassas cocuk, duyarli cocuk da ozunde kristal cocuk o guzel cocuk :)
Onlar kurtaracak bizi insallah :) Ogretmeye geldiler hepimize, titrek kalplerden tasan aski gostermeye geldiler. Bana deseydi bu soruyu simdi oldugu yerde derdim :) Yildizlar yaratilmadan once, dunya, gunes ve diger butun gezegenler yaratilmadan once, buyuk patlama olmadan once, simdi oldugu yerde :) Onu kalbinden opuyorum ASKla ...Ismiyle dogmus...

guguk kuşu dedi ki...

Hımmmmmm.....................mmmmmmmmmmmm............................. bir gün bu sorunun cevabını bulursa eğer mutlaka bana da söylemisini isterdim ondan.

kubra zeynep kara dedi ki...

harikalar ya. öyle şeyler söylüyorlarki donup kalıyorsun.
benim kuzenim dünyanın durduğunu nerden anlıyacağız dedi.
kaldım öyle daha önce tecrübe etmedim ki :)

Çınar dedi ki...

Hakikaten böyle bir soruya nasıl bir cevap verirdim ki?

Başka bir dünyadaydı mı derdim? ama bunun sonu gelmezdi ki...Şaşırdım. Cevap veremezdim.

Sevgiler

beenmaya dedi ki...

bana öyle geliyor ki o zaten bir süre sonra kendi kendine pek çok sorunun cevabınıkendi içinde verebilecek...

aysema dedi ki...

Günlerce susuz kalmış bir yolcunun su içmesi gibi geldi birikmiş yazılarını okumak Sevgili Sufi. İçtim kana kana kanmadım, daha daha yaz, hep yaz olur mu?

Sevgili Erenler gelecek güzel günlerin güvencesi olsun. Yeni yavrular hoşgelsin, mutluluk getirsin dünyamıza. Öpüyorum çoookkk...

Belgin dedi ki...

Yüregi güzel cocuk, bu sorularin cevabini bulunca banada anlatirmisin?
Ablacim bence cocuklara sasirmaktan vazgecmek demek, ögrenmekten, yasamaktan vazgecmek demek. Cocuklarin ruhlari ayna gibi parlak, kirsiz, passiz oldugu icin, bizim göremedigimiz, görüpte soramadigimiz herseyi görüp, soruyorlar, ne güzel bir durum. Bizler parlakligimizi büyürken mi kaybediyoruz acaba? Ruhlarimizi yeniden parlatmanin zamani coktan gelmis...
Öpüyorum güzel yürekli, yakisikliyi ve Tontinimi:)

Kitap ve Demlik dedi ki...

Benim de "Bugün Allah bize gelsin." diyen bir çocuğum var; "Cennet Ayancık'tan uzak mı? diye soran. Gelen misafirlerimiz arasında Allah'ı arıyoruz onun sayesinde. Belki de komşumuzun kalbiyle geldi bugün bize:)
Sevgiler.

buraneros dedi ki...

Altı çizilen soruyu hiç düşünmemiştim. Madem sorulmuş dedim uzun uzun düşündüm;ama cevabım yok. Verilen cevapları duymak isterdim... Özellikle bilge(tontini) kişi ne derdi ya da ne dedi:))

Küçük bilge çok bilgece ve zor yerden sormuş, hala düşünüyorum:(

İlk... dedi ki...

keşke hala çocuklar kadar saf olabilsek...öyle bakabilsek şu yalan dünyaya...herşeyin bir masal olduğunu hiç çıkartmasak aklımızdan... :(

eren'e sevgiler... :)

Sorusuna da sanırım o hep vardı diye cevap verebilirdim.Biz yokken dünya yokkende o hep vardı...

sevgiler.

MAVİ UMUT dedi ki...

Adam olacak çocuk kendini nasıla belli ediyor. Şimdiden güzel bir yürek oluşuyor. Ama dediğin gibi daha birçok şeyi görmedi, dilerim gördükçe olumsuz anlamda değişmez. Umutları yıkılmaz örneğin, hala iyi insanlar olduğunu düşünmekten vazgeçmez.
Benimde önce allahın sonra benim iki erkek çocuğum var..küçük olan biraz daha derin ve duygusal..oysa ikisini aynı yetiştiriyorum, bu farklılık hani ayrıntıdan kaynaklanıyor bilemiyorum, belki allahın bir lütfu bu tür şeyler. Her ne olursa olsun biz ebeveynlerin tek amacı iyi insanlar yetiştirmek olmalı, ki dünya daha yaşanır ve güzel olsun. Yoksa insan insana çekilmez yapıyor bu dünyayı.

Dilerim bu yavrunun, bu anlamda çok katkıları olur yaşama ve insanlara.

Şu müthiş soruya gelince; çok zor gerçekten, büyük bir alt yapı lazım bu soruya mantıklı cevap verebilmek için. Keşke imkan olsada bir şems-i tebrizi, veya mevlanaya sormak lazımdı belki bu soruyu, belki onlar en mantıklı cevabı verirlerdi.

Bizden öncede vardı desek bu yavruya, o zaman ne işle uğraşıyordu tek başına der herhalde, dünya yok kul yok çünkü..
Muhakkak bir açıklaması vardır ama biz insanlar bunu bilmiyoruz yavrum deseniz ikna olurmu acaba..

Bizler daha allahın şu dünya üstündeki mücizelerini anlayamadık, muhteşemliği çözemedik, bunu bilmemiz çok zor deseniz..

Bu soruya cevap bulmak çok zor..bir taş attı kerata çıkar çıkarabilirsen misali oldu bu.

Allah uzun, sağlıklı, güzel insanlıkta bir ömür nasip etsin yavrumuza..

Ateş Böceği dedi ki...

ah çocuklar çok tatlılar ama ben bu duruma öyle bir yorum getiriyorum .Bu çocuğun yetiştiği aileyle direk bağlantılı ve çok sevgiyle büyüyor eminim tontini ...:))

sufi dedi ki...

Sevgili Primam;
Her an tetikte olmamızı sağlayan, adrenalin ve diğer hormonlarımıza tavan yaptıran sorulara cevap verebilecek kudret ve bilgiye sahip olmamızı umarım. T-şhirt konusunda da senden fiyat istiyoruz, sevgilerimizle.
Sevgili Uma;
"Yildizlar yaratilmadan once, dunya, gunes ve diger butun gezegenler yaratilmadan once, buyuk patlama olmadan once, simdi oldugu yerdeydi"dedin ya, Ay yüzlüm de aynen böyle cevap verseydin dedi.Sevgilerimle.
Sevgili Guguk kuşum;
Cevabı Uma vermiş, aynısını ayyüzlüm de söylemiş ve "çocukların sorularını cevapsız bırakmayın, bu çocuklar herşeyi bilerek geliyorlar" demişti.Sevgilerimle.
Sevgili Kubra zeynep Kara;
Eskiden çocuğa yalan söylemek mübahtı herhalde, bizler her sorumuzun cevabını alamazdık ama yine de sormaya devam ederdik.
Sevgili Çınar;
O her zaman vardı vardı da biz hatırlamıyoruz işte.

ELİF dedi ki...

Çocuklar gerçekten çok duyarlılar ve meraklılar...
Bazen öyle sorular soruyorlar ki,ne cevap verecegını şaşırıyor insan...
Benim kızımda...
Anne ben büyünce anne olacagım ya ama kiminlen evlenecegim ve kaç çocugum olacak,kızmı olacak oglanmı,kız olsun diye şimdiden allaha dua ediyor..

Düşünüyorum da biz çocukkende böyle sorular soruyormuyduk acaba...

Bazende allah nerede anne diyor?
_Allah içimizde kalbimizde,beynimizde ,her yerimizde allah,bizi duyuyor ,hissediyor,ama anne ben allaha dokunmak istiyorum
_Allaha dualar ederek dokunabilirsin diyorum .
Şimdiden allaha dokunabilmek için 3 sure ezberledi ve daha 4 buçuk yaşında....

sufi dedi ki...

Sevgili beenmaya;
Biz de sorularımızın yanıtını alamayınca düşünüp kendimiz bulurduk ya onlar da cevapları biliyorlar aslında.
Sevgili Aysemam;
Güzel sözlerin için teşekkür ediyorum.Yeni gelenler sanki dört bir yandan özel kodlanmışlar olarak düşüyorlar aralarımıza.Kristal gibi pırıl pırıllar, hased fesat hiç bilmiyorlar çok şükür.Sevgilerimle.
Sevgili cadım;
Bizlere iyi ve kötü öğretilmişti, biraz da şeytanlıklar ..Belki de onun için zihnimizi arındırmakta zorlanıyoruz şimdi.Biz de pırılpırıldık sonra karardık şimdi aynalarımızı yeniden temizlemeye çalışıyoruz.Sevgilerimle.
Sevgili Hye;
"Allah yarın da bize gelsin"Ben de böyle demek istiyorum.Ne şekerler değil mi?Kocaman öpücükler güzel gönüle.
Sevgili Buraneros;
Benim yanıtım soru şeklinde oldu" peki sen doğmadan önce nerdeydin? "şeklinde.Ama öğrendim ki" o herzaman VARdı" demem gerekiyormuş.

sufi dedi ki...

Sevgili İLK;
Evet o herzaman vardı...Cevap bu olmalıymış. Masal gibi değil mi gitmedik ki görelim ve anlatalım?Belki de hatırlamıyoruz!
Sevgili Ufuk Çizgisi;
Önce iki çocuğuna ve ailene sevgilerimi ilet lütfen.Evli ve çocukların olduğunu bilmiyordum.Düşünen sorgulayan bir büyükleri olduğu için mutlu çocuklar olmalılar.Gelelim soruya; Biliyorsun çocukların sorularının ardı kesilmez. Deseydim ki "O hep vardı", o zaman diyecekti ki "Peki biz neredeydik?" başka sorular takip edecekti.Ona sen doğmadan önce neredeydin diye sorarak diğer sorularının önünü kestim galiba sevgilerimle.
Sevgili Ateş Böceğim ;
Çok sevgiyle büyüdükleri kesin dilerim bu sevgiler yaşlar ilerledikçe parçalanıp hayatın gerçeklerinle yüzyüze geldiklerinde
zedelenmez.Sevgilerimle.

Adsız dedi ki...

çünkü hayatın gerçekleriyle karşılaşmadı (: aklıma "Hayat Güzeldir" geldi.. gerçekler insanın ruhunu ve masumiyetini yok ediyorsa görülmemeli, değil mi..

aynı zamanda, kendi beyaz gerçekleriyle yaşayan (dünyanın karanlık gerçekleri yerine) çok ŞANSLI bi çocukmuş (:

Yazmak Keyiftir dedi ki...

Sevgili Tontini!
Küçük Adam için benim üç kehanetim var. Ya Mühendis, ya doktor yada felsefeci olur. Analatik bir küçük adam. Fakat sorduğu soru benim tarafımda da KEM KÜM. Fakat bu tip durumlarda bahçeyi arkadan dolaşmak için bir hikaye anlatırdım parelel olan. Zannediyorum siz de öyle yapıyorsunuz. Karpuz ağacı süper yalnız. Hiç mi hiç unutmayacağım. O küçük adamın ruhunada siz de ne varsa o düşmüş. Karpuz ağacı da olsa yemiş ağacından öte düşmüyor. Hepinize sevgimle.

MAVİ UMUT dedi ki...

Sevgili sufi; 4senedir evli değilim artık, ama allaha hamdolsun iki erkek oğlum var. Onları elimden geldiğince iyi birer insan olarak yetiştirmeye çalışıyorum. Yürekli, acımasını insaf etmesini bilen vicdanlı, yaradanı bilip unutmayan, insana yakışır bir hayat yaşayacak insanlar olmaları için uğraşıyorum. Son nefeste şu hayat için "güzeldi" demelerini çok istiyorum. Böyle bir dünyaya çocuk getirmek ve sorumsuz olmak ne büyük gaflet, ne yazıkk..
Sözlerin için teşekkür ederim.

Evren dedi ki...

sorular soracak, cevaplar arayarak... bazen de cevapları olacak, sorularını arayacak; tüm bu süreçte büyüyecek, hayatı algılayan, anlayan ve insan olan bir adam olacak, ne şanslı ki, bir tontinisi var...
yüreği aşk, yolu insan olsun dilerim...

Unknown dedi ki...

Sevgili Pesimist Rapci;
Arkadaş, hayatımın filmini yazmışsın."Hayat güzeldir" filminin adı bile yüreğimi sızlatırken yüzümü güldürebiliyor.Karanlıklar olsada beyaz gerçekler içinde yaşıyor olmanın buruk mutluluğu doldu içime.
Sevgili Ali dost;
Dün küçük adama; "sorularınla ilgili bizim balıklı blogda yazı yazdım" dedim.Düşündü taşındı "Ben daha sorularıma cevap bulamadım ki!" dedi.Ben de ona tüm dostlarımın selam ve sevgilerini ilettim."seni yüreğinden öpüyorlarmış" dedim .Bu sefer "insan insanın yüreğini nasıl öper?" sorusuyla karşılaştım.Dilim döndüğünce anlattım.KEM KÜM.Sevgilerimle.
Sevgili Ufuk Çizgisi;
2 çocuk babası, ne mutlu sana.Şu anda evli olmayışın yani anne-babanın ayrı oluşu çocukların üzerinde derin izler bıraksa da dilerim onların evliliklerinin mutlu olmasını sağlar.Çünkü çocukluklarında bir şeylere hasret çekenler gelişmiş yaşamlarında daha seçici ve mutlu oluyor bence.Bahtları açık olsun güzel baba sevgilerimle.
Sevgili Evren;
Herşeyden önemli olan çocuklarımızın İNSAN olması bence de.Teşekkürler cankuşum darısı senin de başına sevgilerimle.