Uzun zamandır kış beklentisi içerisinde olan bizler; soğuk havaların kendine özgü keskin ve sert yüzü ile nihayet karşılaştık. Meteorolojinin "Pazar günü soğuk dalgası geliyor, aman dikkat!" söylemlerini kulak arkası etmeyip içimizdeki sıcaklığı ve güneşi; karanlık ve puslu günlerde kullanmak üzere; hayattaki en korunaklı yer olan gönlümüzün içine sakladık.. Son günlerde yaşamın dayanılmaz ala-veresinin içinden bir tiyatro oyunu olan "ALEVLİ GÜNLER"e davet edilince ise mutlandık-keyiflendik.Oyun bitiminde "ölünce bizi de yakarmısınız?" sorumuzu değerli "Alevli Günler" oyuncularına sorma fırsatı bulduk.
“Alevli Günler”: Çocukluğundan beri ayrılmamış üç arkadaşın, biri mahallenin kasabı, biri muhasebeci, biri de şaman olan Türk kültürü profesörü üç kafadarın hikayesi. Şaman Profesör kanser olunca: inançları gereği öldükten sonra yakılmak istedi ve farklı olana yaşam hakkı vermeyen düzenle baş-başa kaldılar.Başvurdukları heryerde başka komediler yaşayıp, her türden anlaşmazlık ve anlayışsızlıklarla karşılaştılar, bize çağdaş bir “Yaşar-yaşamaz” hikayesi sundular. Irmak Bahçeci’nin yazıp Yıldıray Şahinler’in yönettiği ve zaman zaman oynadığı, Cem Davran, Bahtiyar Engin, Levent Üzümcü ve Erkan Can’ın bu güzel oyununun, yılın komedisi olmaya aday olduğu söylenmekte.
Vasiyetimi söylüyorum: Ömrünün son aylarını yaşayan biri olarak, tek ve son dileğim şu; Beni yakacaksınız. Yani, ben ölünce cesedimi yakacaksınız!
Ne? Seni yakalım mı? Manyak mısın sen be?
Ne diye manyak oluyor muşum? Gömülmek istemiyorum, o kadar...
Neden ki?
Şamanizm yasaklar gömülmeyi. Ateşten geldik, ateşe gideceğiz.
Ben onu toprak diye biliyordum...
Kandırmışlar seni.
Oğlum insan yakılır mı? Barbar mıyız biz? Yamyam mıyız?
Ben yakamam abi. Kıyamam.
Böyle başlıyor “Alevli Günler”.
Oyunda abartı olmayan aksine tüm diyaloglar günlük hayatta kullandığımız ve espiriler ise arkadaşlar arasında birbirimize yaptığımız türden. Oyunu komik yapanda bu zaten. Bizden birileri oradakiler...
Işıklar söner sahne kararır "hertürlü ses çıkaran kımıldayan aletlerinizi kapatın" anonsuyla oyun başlar.
Oyunun yazarı Irmak Bahçeci ve yönetmeni Yıldıray Şahinler’i unutmamak lazım. Bu mükemmellikte onların payı büyük. Senaryosundan kadrosuna, sahne tasarımından müziklerine ve de diğer detaylarına kadar her şey harikaydı.
8 Aralık 2010 saat:20:00 de aynı oyun İzmir Narlıdere Kültür Merkezinde engelliler yararına bir kez daha sahnelenecek."Tüh ben kaçırdım seyredemedim!" diyenlere duyurula.Sevgilerimizle.
7 Aralık 2010 Salı
ALEVLİ GÜNLER/ ÖLÜNCE BENİ YAKACAKSINIZ
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
7 yorum:
"Alevli Günler " i izlemek isterdik ama çok uzaktayız. Tanıtımınız etkileyiciydi.
Daha ben bu sene tiyatro sezonunu açamadım ..
Merhaba ustadım. Çok güzel bir tanıtım yazısı olmuş falla.Kalkıp gidesim geldi şimdiden. Ben bi araştirim inşallah seyretmek bana da kısmet olur.
Sanatın ve sanatçının dostu olan, kültür elçisi ustadıma teşekkürlerimi sunuyorum.
SEvgiler...
ızledım
ızlenımlerımı
http://beyazkedi-silbastanbaslamakgerekbazen.blogspot.com/2010/11/acil-cks-kaps.html
burada paylasmıstım
cok guzel anlatmıssın sufıcım
sevgılerımle
Çok güzel bir tanıtım olmuş!Umarım buraya da gelir ve izleriz,sevgiler :)
Havalar Antalya'da da soğudu :(
Seninle bazı güzellikler paylaşmak istiyor yüreğim sevgili Dilek... Hatta güzellik de olmayabilir mesela gözümün damlasını paylaşabilirim seninle.. ama bir eseri seninle izlemenin çok keyif verici olduğunu düşünüyorum şimdi..
İzmir'e geldiklerinde izlemiştim Sufi'm.Gerçekten çok keyifliydi. İmkanı olanlar mutlaka izlemeli.Öperim çok..
Yorum Gönder