YUMURTALARI İNCİTMEDEN KIRMADAN SÖZ SÖYLEYEBİLME - SUFİ SAJA

.

"Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur."Kemal ATATÜRK .

11 Aralık 2010 Cumartesi

YUMURTALARI İNCİTMEDEN KIRMADAN SÖZ SÖYLEYEBİLME

İlmi siyaset: Bir balerin gibi ayaklarının dibindeki yumurtaları incitmeden kırmadan dans edebilme söz söyleyebilme becerisidir bana göre.Kendine: kendinden söz söyleme sanatıdır. Dobra ve mert, sözünün eri, yalansız, riyasız olmak bir marifet de; öyle zamanlara geldik ki, peki ne yapmamız gerek bu erdemler günümüzde, öbür yarımızca geçerli akçe değilse?
Neyse biz hikayemize gelelim:
Dervişin biri birgün Bilge öğretmenine gider ve "Pirim üstadım, artık bana da bir görev ver ben de şehir şehir, köy köy gideyim insanlara; hakkın adaleti, Allah'ın tek ve bütünlüğünü anlatayım" der.

Piri; "evladım daha öğreneceğin çok şey var ilm-i cavidan, ilm-i siyaset bunlarsız yol alamazsın!" demesine rağmen ısrarlarına karşılık, "hadi yol veriyorum sana, bilmem ne köyüne git gerçek dinin ne olduğunu anlat" demiş..Derviş: bir sevinç ve heyecanla yola koyulmuş. Adıgeçen köye vardığında ilk iş gidip camiye oturmuş. Hoca vaazını verirken, biranda ayağa kalkıp; "ey ahali ey cemaat hocanın size yutturduğu bunca yalan, kin öfke sizi cehenneme götürür, siz din kardeşisiniz varın dost olun birbirinizle, vazgeçin onu dinlemekten dinin gerçeği budur benim dediklerimi yapın" demesiyle bütün cemaat ayağa kalkmış bir güzel pataklayıp, üstübaşı perişan yara-bere kan revan içinde köyün dışına atmışlar bizimkini. Neyapsın çar-naçar geri dönmüş pirinin eteklerine yapışıp "affet beni sözünü dinlemedim, öküz olmadan küpe sıçmaya kalktım" demiş.Bilge öğretmen; derviş iyileşince "haydi, tebdili kıyafet edip yola çıkacağız hazırlan!" demiş.Yola çıkıp yine aynı köye varmış, doğru hocanın vaaz verdiği camideki cemaatin arasına oturmuşlar..Hoca vaazını bitirince pir ayağa kalkıp "ey cemaat hocanız ne mübarek ne doğru sözlü bir zat, diyar-ı islamı gezseniz böyle bir hoca bulamazsınız" demiş ve ardından eklemiş, "onun sakalından bir kıl koparanın cenneti-âlada tahtı şimdiden hazırlanır, huriler gılmanlar hizmetine sunulur." demesiyle bütün cemaat o anda hocaya saldırıp tek tek sakalının tüylerini yolmuş.Bizimkiler de o sıra köyden sessizce uzaklaşmışlar.İşte, demiş öğretmen "sen doğruyu söylediğin sürece 9 köyden kovulursun hikayesi buradan çıkmış ilm-i siyaseti bilseydin sonun böyle olmayacaktı, hoca da dini menfaatine alet ettiği, halka kin nefret tohumları ektiği halde bu cezayı almayacaktı.Yılmaz özdil'indediği gibi millete "beyinsizler" diyen nasıl yargılanmıyorsa; Aziz Nesin de "bu milletin yüzde 60 ı aptaldır" sözünü siyaset çerçevesinde usulüne göre söylese belki yargılanmıyacaktı."İftira etmeyi dahi bilmiyor yabancı diplomatlardan iftira çalıyorsunuz" deniyorsa bu millete; "iftiranın kitabını yazandan" daha çok şey öğrenmeli..
Hepinize Sevgilerimle.

Resim:Manfredini

12 yorum:

Asahhara dedi ki...

Paylaşımınız çok güzel. Uslubunu bilmediği bir konuda laf etmek bize tam tersi sonuçlarla dönebilir. Sabah haberlerinde bu gündemdeki yumurta saldırılarını gördüm. Yazınızıda sabahdan esinlenerek kafamdaki o düşünce ile okudum.
Dinlemeyi bilmeyen kendini dinletemez.

ali zafer sapci dedi ki...

Güzel bir öyküyü Yılmaz Özdil'le bağ kurarak ustaca aktarmışsınız. Onuncu köy her zaman bulunur, Bekir Coşkunlar,Yılmaz Özdiller orada bilgece yazılar yazar. Yumurta da yerini bulur.:)

Elifin Terazisi dedi ki...

Buruk bir gülümsemeyle okudum, paylaşım için teşekkürler:)

Esin Bozdemir dedi ki...

Dervişin nasihatları nasıl da denk düşmüş son yaşadıklarımıza! ve Yılmaz Özdil yazısında anlatmaya çalıştığı gerçeklik son derece düşündürücü!..Bu arada, yapılan bir araştırmada taş devrinden bu yana insan beyni giderek küçülüyormuş:) beyinsizler ordusu giderek çoğalıyor:)

Güncelimizdeki konuları; dervişlerin sözleriyle ve doğruyu yazan-söyleyen gazeteci yazarların yazılarıyla da harmanlayarak birbirine çok güzel bağladığın...kıssadan hisseler çıkarılacak...

Bu güzel paylaşım için çok teşekkür eder, şöyle bol yumurtalı kahvaltıların yapıldığı:) güzel bir hafta sonu dilerim...

Elif Gizem dedi ki...

Ne güzel ve ne düşündürücü bir paylaşım. Teşekkürler..

Zeugma dedi ki...

Çok güzel dersler çıkarılan bir hikayeydi.
Yazılarınla sen de bizim Bilge Öğretmenimiz, Pirimiz oluyorsun bence sufim... Bu hikayeler aklımıza iyice yerleşiyor bir de. Sevgilerimle...

Arzu Pınar dedi ki...

tek kelimeyle super.

novella / विश्व dedi ki...

sen bir sihirbazsın, nasıl oluyor da bildiğim bir öykü senin dilinde, kaleminde ilk defaymışcasına ilgi uyandırıp, alamadığım derslerin altını çiziyor bir bilsem. can sufüm, öperim gözlerinden.

aysegul dedi ki...

off yaa harrika otesi ablacik.

cokcana optum.

sufi dedi ki...

Sevgili asahhara;
Demokrasi ahlak ve insanlık çerçevesinde söz söyleyebilme, karşılıklı iletişim ve saygıyla oluşur değil mi? Ya susturuluyorsanız? Sevgilerimle.
Sevgili Alizafer;
Onuncu köy her devirde olacak yoksa dünyanın dengesi bozulur.Su akacak mecraını bulacak dostum sevgilerimle.
Sevgili Elifin terazisi;
Güldürürken düşündürebilenlerden oluruz birgün inşaallah teşekkürler ve sevgilerimle.

sufi dedi ki...

Sevgili Esmir;
Bu sıralar dikkat et söz birliği edip kuş uçurmayanlar, aralarından su sızmayanlar kazanıyor.İyi günde kötü günde hep birbirinin ardında durabilmek marifet işi. Ya muhalefet ne yapıyor, daha ufacık meselede birbirlerine giriyor yok çarşaf yok blog liste bu böyle uzayıp gidiyor.Düşünsene anne baba kavgalı birbirini yiyorsa çocukların durumu nasıl oluyor? Söz dinlemeyen, arsızlık yapan, saygısız bir nesil doğuyor.Allah sonumuzu hayra çıkarsın.Yönümüzü nereye dönsek duvara çarpıyoruz Esmir'im, sevgilerimle.
Sevgili Elif Gizem;
Düşündürebildiysek ne mutlu bize.Teşekkürler ve sevgilerimle.
Sevgili Zeugma;
Bizler, tokata tokatla karşılık vermesek de, tokat yediğimizde Allah'ın kimi buna vasıta ettiğine dönüp bakanlardanız.O bilge öğretmen gibi olabilsek keşke! Kalıbımız bu alemde yaşam sürdürürken, kendimiz özümüz yargısız olmayı başarabilir başka alemlerde gezebilirdi o zaman öncelikle.Yine de güzel tanımlamaların için teşekkürler ve sevgilerimle.

sufi dedi ki...

Sevgili Arzu Pınar;
Seni yeniden aramızda görmek ne güzel arzu kızı, teşekkürler ve sevgilerimle.
Sevgili Novella;
Dil bizim olmadığında ancak yazılanlar kulağa hoş geliyor.O da bizden değil, teşekkürler ve sevgilerimle.
Sevgili Ayşegül;
Edebali'nin torunu, teşekkürler bizden sana sevgiler de öyle.Tontini.